Çocuklarda Demir Eksikliği Anemisi (Kansızlık)

Çocuklarda Demir Eksikliği Anemisi (Kansızlık)

Yaşam için son derecede önemli bir element olan demirin bünyede yeterince bulunmaması anemi ve başka rahatsızlıklara yol açar; vücudun farklı sistemlerinin işlevlerinin bozulması gibi. Besinler aracılığıyla alınması gereken demirin gerekenden az olması, demir emiliminin bozulması, demire olan ihtiyacın artması, demirin organizmadaki iletiminin yapılmaması durumunda demir eksikliği anemisi ortaya çıkabilir. Bir hastalık değil altında yatan nedenin ortaya çıkarılması gereken bir bulgu olarak değerlendirilen bu sorun her yaş grubundan kadın ve erkeklerde görülebilir. Fakat demir eksikliğinin anemiye dönüşmesinin en çok görüldüğü yaş grupları yaşamın 6-24 ay arasındaki dönemi ve ergenlik çağıdır.


Ülkemizde okul öncesi dönemdeki çocuklarda demir eksikliği anemisi görülme oranı yüzde 30-40 civarındadır. Zamanında dünyaya gelmiş sağlıklı bir bebeğin vücudunda, (annesinde ileri seviyede anemi yoksa) onu 6 ay idare edecek kadar demir stoku vardır. Altıncı aydan sonra en çok da bebeğin hızlı büyümesiyle beraber diyetteki demirin yetersiz kalması ve süt ağırlıklı beslenme yüzünden bebekte anemi gelişebilir. 12-18 yaş arasında görülen anemi vakalarının başlıca nedenleri ise hızlı büyümenin yanı sıra genç kızların adet kanamasından ötürü kan kaybetmesi (kanama müddetinde ekstradan günde 1 mg. civarında demir kaybedilir), zayıflamak için yapılan diyetler, vejeteryan beslenme tarzı ve besin alımının yetersiz olmasıdır.


Belli durumlardaki kişilerde vücudun demire olan ihtiyacı artar; örneğin gebe kadınlarda, erken ve/veya düşük kiloyla doğmuş bebeklerde, akut ya da kronik kan kaybı sorunu olanlarda, hayatın büyümenin hızlı olduğu dönemlerini yaşayanlarda ve paraziter enfeksiyonlara maruz kalanlarda. Bebekte veya küçük çocukta demir eksikliği anemisi kendini yutma güçlüğü, büyümede duraklama veya gerileme, ağlarken morarıp kalma hali gibi durumlarla gösterir. Bu durumdaki bir bebek daha önce oturduğu halde oturamaz, yürüdüğü halde yürüyemez hale gelebilir. Ve bu bulgular demir eksikliği ilerlemeden, anemi oluşmadan; erken dönemde de görülebilir.


Demir eksikliğinin diğer klinik bulgularını da şöyle sıralayabiliriz: Anemi geliştiğinde halsizlik, çabuk yorulma, genel bir yorgunluk, baş dönmesi ve/veya ağrısı, ağzın köşelerinde yaralar oluşması, tırnakların kırılıp çizgilenmesi, tat alma duygusunun azalması, çarpıntı, derinin rengini solması gibi yakınmalar görülebilir. Kişide besin değeri olmayan bazı maddeleri yeme isteği meydana gelebilir. (Tuz, kağıt, kireç, toprak gibi.) Ayrıca iştah ve konsantrasyon azalabilir, zeka seviyesi düşebilir, kişi enfeksiyonlara karşı daha savunmasız hale gelebilir, okul başarısı azalabilir.


Demir eksikliğinin tedavisine gelince; bu 3 ay kadar süren bir tedavidir. Anemiden muzdarip olan kişiye doktor tarafından demir içeren ilaçlar yazılır. Bu ilaçların doktorun önerdiği süre boyunca düzenli bir şekilde kullanılması gerekir. Demirin fazla olması da yetersiz olması kadar zararlı olabilir, bu yüzden kullanım dozu ve süresi konusunda doktorun talimatlarına uymak çok önemlidir. Çok özel durumlarda (böbrek yetmezliği, kolit gibi) bu ilaçlar kas içine veya damardan iğneyle verilebilir; normalde ilaçlar damla veya şurup şeklindedir. Hemoglobin değerinin ilk 1 ayda normal değere ulaşmaması bir sorundur; bu durumda tanı ve tedavi tekrar gözden geçirilebilir.


Demir ilaçları sütle veya içeriğinde süt bulunan gıdalarla beraber alınmamalı, bu tarz şeyler yenilip içildiyse aradan yarım saat geçmesi beklenmelidir. Bu arada aile dengeli ve demirden yana yeterli bir beslenme hakkında bilgilendirilir. Tedavi sona erdikten 3 ay sonra çocuğun yeniden değerlendirilmesi ve tekrar anemi oluşup oluşmadığının tespit edilmesi gerekir.

BLOG KATEGORİLERİ
Faydalı BilgilerÇocuk HastalıklarıGenelDekorasyonModa ve Çocuk GiyimiHizmet Noktalarımız